Aksu, yaptığı basın açıklamasında, Türkiye’nin dört bir yanında gerçekleştirilen iş bırakma eylemlerinin, kamu çalışanlarının ve emeklilerin yaşadığı sıkıntıların en somut ifadesi olduğunu belirtti. Aksu, “Bu ses, iktidarın dayattığı yoksulluk politikasına ve yetkili sendikanın hükümetin uzantısı gibi hareket etmesine karşı onurlu bir duruştur.” dedi.
Toplu sözleşme görüşmelerinin baştan sona bir oyun sahnesi gibi geçtiğini söyleyen Aksu, hükümetin teklif ettiği zam oranlarının milyonlarca kamu çalışanının yaşam koşullarını hiçe saydığını kaydetti.
Hakem Heyeti sürecinin de trajediye dönüştüğünü kaydeden Aksu, “Yetkili sendikanın ‘Hakem Heyeti’ne başvuru yapmayacağız’ çıkışı bir kahramanlık değil, sorumluluktan kaçıştı. Sürecin sonunda hükümetin düşük zam oranları onaylandı, sendika ise suçluluğu heyetin üzerine atarak üyelerini kandırdı.” ifadelerini kullandı.
TÜRK-İŞ ve BİSAM verilerine göre dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırının 86 bin lirayı aştığını, açlık sınırının ise 26 bin liraya dayandığını hatırlatan Aksu, kamu çalışanlarının maaşlarının bu rakamların çok altında kaldığını söyledi.
“Öğretmenin, memurun, sağlık çalışanının ay sonunu getirememe, kirasını ödeyememe ve çocuklarının ihtiyaçlarını karşılayamama sorunu görmezden geliniyor. Çalışma Bakanlığı’nın sunduğu 58 maddelik uzlaşma ve cüzi ek ödemeler hayat pahalılığı karşısında samimiyetsizdir.” dedi.
Eğitim Gücü-Sen Şube Başkanı, mühendis, akademisyen, şef, amir ve uzman gibi meslek gruplarının yıllardır biriken hak kayıplarının da görmezden gelindiğini dile getirdi. 3600 ek gösterge konusunda verilen sözlerin tutulmadığını, yardımcı hizmetler sınıfının ise her seferinde ertelendiğini kaydetti.
2025’in “Aile Yılı” ilan edilmesine rağmen, aile ve çocuk yardımlarının sembolik düzeyde kaldığını belirten Aksu, “Bu yaklaşım kamu çalışanlarıyla adeta alay etmektir.” diye konuştu.
Fırat Aksu, kamu çalışanlarının taleplerini şu şekilde sıraladı:
Açıklamasının sonunda Aksu, yetkili sendikayı da sert sözlerle eleştirdi:
“Yetkili sendika, üyelerinin haklarını savunmak yerine siyasi iktidarın çıkarlarını koruyan bir aracıya dönüşmüştür. Masada imzalanan bu sefalet mutabakatı bizim için yok hükmündedir. Haklarımızı alıncaya, onurumuzu koruyuncaya kadar mücadelemiz sürecektir.”
kaynak: Eğitim Gücü-Sen’den hükümete ve yetkili sendikaya sert tepki “Teslim olmayacağız, mücadele sürecek” - Referans Türk